İnsan eliyle beynin yapay olarak yapılması neredeyse 3.5 katrilyonluk bütçenin harcanmasına sebep olur.Ancak yapay olarak beynin yapılması için tek gerekli olan şeyde para değildir.Günümüzün teknolojisi insan eliyle beyin yapabilecek ve geliştirebilecek kadar gelişmiş durumda değildir.Bunun sebebi ise insan beyninin son derece kompleks yapıda olmasıdır.
İnsan beyni kullanılmadıkça küçülür.Bu küçülme oranı biyolojik olarak beynin varlığını sürdürebilecek kadar devam edebilmektedir.Aynı zamanda beyinde yapısal olarak değişimin yanında kimyasal olarak da değişimler yaşanabilmektedir.
İnsan beyni bir öğrenme mekanizmasıdır.Kendi halindeyken bile sürekli olarak öğrenir.Bu süreç okul öncesi çağdan başlar ve ömür boyunca devam eder.Ancak beynin kullanılması konusunda doğru üslupta “beyin tabanlı” öğrenmenin önemi çok büyüktür.Etkin öğrenmede edinilen bir bilgi kullanılmalı ve yeni bilgi hikayeleştirilerek öğrenilmelidir.Aksi takdirde edinilen bilgi unutulmaya mahkum edilir.
Beyin tabanlı öğrenmekse,zamanlamayı öğrenme sürecine dahil etmekten geçiyor.Bunun yanında risk almak,doğru teknikleri uygulamak,öğrenmeyi bir ihtiyaç olarak tanımlamak ve kullanılabilir öğrenme pratiklerini geliştirmekten geçiyor.
Aynı zamanda beyin hakkında çeşitli iddialar bulunuyor.Bunlardan en popüler olanıysa beynin kullanım oranı hakkında oldukça fazla çeşitlilik gösteren söylemler oluyor.İnsanlar beynin %100’ünü kullanıyor.Aksi hali mümkün değil.Çünkü bu durum evrimsel biyolojinin gerekliliğini yerine getiriyor.Beynin öğrenme kapasitesinde öğrenmek için herhangi bir sınır yok.Yani beyin kapasitesinin herhangi bir sınırı yok.
KAYNAK: 3. Nörobilim Kongresi (Disiplinlerarası Beyin Araştırmaları Derneği Genel Başkan Yardımcısı Prof. Dr. Uğur Batı’nın röportajı)
