Basit bir örnekle A isimli alışveriş sitesinin sayfasında baktığımız B markalı bot, o gün içinde veya daha sonrasında neden girdiğimiz diğer sayfalarda, e-postamızda ya da haber kaynağımızda karşımıza çıkıyor ? Ya da bahsettiğimiz bir ürün nasıl reklam aracılığıyla ekranımızda yer almakta? Bu örneklere bakarak internetteki verilerinizin ne kadar güvende olduğunu düşünüyorsunuz ?
7 Nisan 2016 yılında yürürlüğe giren kişisel verilerin korunması kanunu son zamanlarda her sitede, aradığımız bankalarda karşımıza çıkmakta. Peki içeriği nedir ? Bizi neye karşı korumaktadır ? Kanun kapsamında verinin asıl sahibi olan bizler, verilerimizi kurum ve kuruluşlara emanet ettiğimiz zaman karşı tarafın bize hesap verebiliyor olması gerekir. Kısacası kişisel veriler, ilgili kişilerin açık rızası olmadan işlenemeyecek ; üçüncü kişilere, yurt dışına aktarılmayacaktır. Belirtilen maddelere uyulmaması halindeyse idari para cezası alabileceklerdi. Ama asıl soru bu verilerle neler yapılabileceğiydi…
Verilerin işlenmesi için davranışsal psikolojinin neye yatkın olduğu ve ilk önce hangi alanda işe yarayabileceği öğrenilmesi gerekir. Bunun içinde dijital ayak izleri (gönderilen e-posta ,ziyaret edilen web sayfaları, çevrim içi hizmetlere gönderdiğiniz veriler) izlenerek psikolojik veri analizi oluşturulur. Hiç bir şeyden haberiniz olmadan evde otururken verileriniz işlenerek size, çevrenizdekilere sözde bir tercih olarak, aslında verileri işleyenleri gördüğü dünyayı görmenizi isteyen seçenekler çıkabiliyor. Bizler kendi tercihlerimizi seçtiğimizi düşünürken aslında filtrelenmiş tercihler arasında sınırlı bir tercih yapıyor olabilir miyiz ?
Bunun oluşması için bir çok platform var. Dünyanın en değerli 10 şirketi arasından 8’i İnternet yazılım ve bilgi teknolojisi sağlarken kalanlar petrol ve finans üzerinedir. Bu değerli şirketler arasında Facebook baş sıralarda yer almakta.
Facebook CEO’su Mark Zuckerberg bağlantı halinde bir dünya hayal ettiğini söylerken neyi kast etmişti ? Popüler uygulamaları ücretsiz olarak halka sunup herkesin sevdikleriyle haberleşmesi mi ya da istedikleri bilgilere anında ulaşmaları için mi ?
Yani bağlantı halinde bir dünya hayali aslında kasıtlı olarak, elde edilen kişisel verilerin şirketler tarafından toplanıp ilaç ve reklam firmalarına, internet sitelerine ve birçok ticari sektöre satılması için ön ayak oluşturmak olabilirdi. Ücretsiz olup bir çok imkan sağladığını düşündüğümüz bu uygulamalar, aslında kullanan insanlar üzerinden para kazanmayı hedefleyen kuruluşlardır. Bizim kullandığımız uygulamalar esasen envanterinde ne kadar çok kullanıcı tutarsa ne kadar kullanıcı sayısını arttırıp veriye erişirse (Amazon, Facebook, Google ) o kadar çok satabileceği veriyi bulundurur. Buda kazanacağı tutarı kendilerinin belirmesine olanak sağlar. Yani sağladıkları imkanlar sayesinde değil, kullanıcıların verilerini satarak kazandıkları paralarla en değerli şirketler arasından yerlerini alabildiler.
Kişisel veri kimlikleri oluşturuldu, istenilen mesaj iletildi. Peki tercih hakkımız nereye kadar ? Dünya da ne kadar değerli olduğumuzu hatta bunların buz dağının görünen kısmı olduğunu hatırlatmak isterim. İnternetin güvenli kullanım alanları kısıtlı kalmakla beraber aslında çoğu insanın önemsiz olarak gördüğü kişisel veriler şuan binlerce hatta milyonlarca kişiye para kazandırmakta.
Teknolojide yenilik sağlamak olarak kabul edilemeyecek kadar etik dışı olan bu davranış daha da büyük bir hal alarak devam edecektir. Kişisel verilerinizi bıraktığınız her site, internet geçmişi uygulamalar ve verdiğiniz izinler sayesinde mesajlarınız, konumlarınız, arkadaş listeniz artık oluşturulan kişisel veri kimliğiniz içinde yer almakta. Değerli olan insanlar bu sektörde izin alınmaksızın kişisel verileri harcanmakta ve satılmakta bununla ilgili şikayet edebilir miyiz ? Başta hüküm ve şartları okuyup kabul etmedik mi? Bazı insanların hayalleri gerçekleşti, bağlantılı bir dünya, aslında veri güdümlü bağlantılı bir dünya desek daha mantıklı olurdu. Pahalı olan şeyler bedavadır. Bu sözün asıl kullanılması gereken nokta işte burasıdır.