İnsanların hayatını kolaylaştırmayı sağlayan ve bilinmeyenin,bilinmezliğin açıklanmasını sağlayan bilim,her alanda gelişerek insanların hayatını kolaylaştırıyor ve her geçen gün yeni şeyler öğrenmemizi ve keşfetmemizi sağlıyor.Her alanda fayda sağlayan bilim,bazen birkaç insanın aç gözlülüğü ve doyumsuzluğu sebebiyle trajik olayların yaşanmasına da sebebiyet verebiliyor.
1957 yılının Ekim ayı içerisinde bir grup doktor tarafından Thalidomide etkin maddeli Contergan adı verilen bir ilaç üretildi.İlaç,hamile kadınların sabah kalktıklarında yada gün içerisinde yaşadıkları çeşitli sorunların ortadan kaldırılması için üretilmişti.Hamile kadınların rahatsızlıklarını giderme konusunda da oldukça başarılı bir ilaçtı.Bu sebeple Grünenthal firması tarafından üretilen bu ilaç bütün dünyaya yayılmaya başlamıştı.Çokça satan bir ilaç haline geldi ve ilacı üretenlere iyi bir gelir kaynağı haline dönüştü.
Prospektüsünde “Hamile kadınlar ve çocuklar için tamamen güvenilirdir.” yazan ve reçetesiz bütün dünyada satılan ilaç 10.000’in üzerinde sakatlığa ve ölüme sebep olmakla beraber 90.000’in üzerinde hamile kadının düşük yapmasına sebep oldu.Son derece güvenli yazılarak satılan bu ilaç yüzünden çocuklar sakat olarak doğuyor ve uzuvlarında çeşitli sorunlar oluşuyordu.Hamilelik sürecinde bu ilaç kullanıldığı takdirde doğan çocukların kolları olmuyor,elleri sorunlu oluyor yada baş kısmı vücutlarına göre büyük olabiliyordu.
Tüm dünyada oldukça fazla satılan bu ilaç tabi ki Türkiye’ye de uğradı.Ancak Türkiye’de bir ilacın satılabilmesi için o zamanların eczacılık mevzuatı gereği,Türkiye’de üretilen yada yurt dışından gelen bir ilacın satılması için Refik Saydan Enstitüsünde denetimden geçirilmesi ve izin alması gerekiyordu.Bu ilaç için erken davranarak tedbirini alan ve gerekli sağlık kuruluşlarını uyaran Ord. Prof. Dr. Süreyya Tahsin Aygün sayesinde ilaca Türkiye’de ruhsat verilmedi.Ayrıca mevzuat gereği ilacın deneme kapsülleri bile kullanılmadı.Böylece Türkiye,Thalidomide faciasından etkilenmeyen tek ülke oldu.
İlacın dünya çapında kullanılması ve kusurlu doğumların düşük yapma oranlarının ciddi bir şekilde artması sonucunda gözler Contergan ilacının üzerine çevrildi.İlaç hakkında çeşitli uyarılar yapılsa da ciddiye alınmıyor ve ilacı üreten Grünenthal firması tarafından üstü örtülüyordu.
İlacın kullanılmaya devam edilmesinin üzerinden 4 yıl geçtikten sonra 1961 yılında çocuk doktoru Widukind Lenz tarafından detaylı bir şekilde araştırma yapıldı.Araştırmanın sonucunda ilacın anne karnında gelişmekte olan embriyonun yeni kan damarlarının oluşmasına engel olunduğu tespit edildi ve bu sebeple ölümlerin,düşük yapmaların,sakatlıkların yaşandığı anlaşıldı.Bu durum hemen bildirilerek ilacın piyasadan derhal çekilmesi istendi.
Ancak Grünenthal firması ilacın geri çekilmesi istemiyordu.Bir yandan da köşeye sıkıştıkları için ilacın bir süre daha piyasada kalmasını sağlamaya ve para kazanmaya çalışıyorlardı.Ancak ilaçlar piyasadan toplanmaya başlandı.Ayrıca firmaya 1970 yılında ilk kez dava açıldı ve firma,bu davanın sonucunda mağdur edilen ailelere 100 milyon Mark ödemek zorunda kaldı.
